Sağlık

Genç yaşta kalp krizlerinin bir numaralı nedeni belli oldu!

Genç yaşta kalp krizlerinin bir numaralı nedeni belli oldu!

Son yıllarda ortaya çıkan çeşitli virüsler kalp sağlığını da olumsuz etkiledi. Uzmanlar virüslerin genç yaşta artan kalp krizlerinin nedeni olduğunu açıklayan bir araştırma yaptı. Peki virüsler kalbi nasıl etkiliyor? Virüs saldırısına karşı kalp sağlığını korumanın yolları neler?

Genç yaşta kalp krizlerinin bir numaralı nedeni belli oldu!

Kalp krizi toplumda genellikle ileri yaş hastalığı olarak bilinir. Oysa ki araştırmalar, kalp krizi vakalarının toplam sayısının yıllar geçtikçe azalmasına rağmen, gençlerde görülme sıklığının arttığına işaret ediyor. 

Yapılan araştırmalar, genç yetişkinler arasında kalp sorunlarının arttığını ve bunun kötü yaşam tarzı alışkanlıkları, yetersiz egzersiz ve kötü beslenme gibi faktörlerden kaynaklandığını gösteriyor. Bazı araştırmalar ise COVID enfeksiyonlarının kalp krizlerini artırdığını belirtiyor.

GENÇLERDEKİ KALP KRİZİ VAKALARINDA ARTIŞ VAR

Medicana Sağlık Grubu Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, son dönemde genç nüfusun kalp krizi risk faktörlerini daha çok taşıdığına dikkat çekti.
Türk Kardiyoloji Derneği’nin verilerine göre; Türkiye’de her yıl 300 bin kalp krizi vakası görülürken, kalp krizine bağlı 125 bin ölüm gerçekleşiyor. Ani ölümlerin yüzde 70’ini oluşturan kalp krizi vakaları, insan sağlığını tehdit eden en tehlikeli risklerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kalp krizi riskini azaltmak için, krize yol açabilecek faktörlerin ortadan kaldırılması gerektiğini söyleyen Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, dengeli ve sağlıklı bir hayatın çok önemli olduğuna vurgu yaptı.

Yapılan çalışmalar, 25-44 yaş arasındaki kişilerin giderek daha fazla “kalp krizi riskiyle” karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Kalp krizi vakalarının yaş ortalamasının düşmesinin şaşırtıcı olmadığını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “Gençlerde kalp krizi vakalarının görülme sıklığının artmasının sebebi, gençlerin hastalık risk faktörünü daha fazla taşımasından kaynaklanıyor. Bu risk faktörlerinin en önemlilerden biri obezitedir.

Obezitede maalesef Avrupa’da ilk sıralardayız. Obeziteden korunmak, aynı zamanda da kalp sağlığımızı korumak için Akdeniz diyeti ile beslenmek gerekir. Akdeniz tipi beslenme yani Akdeniz diyeti kalp sağlığımız için çok önemlidir. Şeker, un, tuz ve katı yağdan uzak durarak, sebze ağırlıklı beslenmek, protein olarak ağırlıklı balık tüketmek gerekir. Akdeniz diyetine ömür boyu dikkat edilerek sağlıklı bir yaşam, risksiz bir hayat sürdürülebilir. Bu beslenme şekli ile diyabet, tansiyon, obezite gibi birçok hastalıktan korunmak mümkündür” dedi.

Günümüzde tütün ve tütün ürünlerinin kullanım yaşının da düştüğünü, bundan dolayı da genç nüfusta kalp krizi vakalarının arttığını ifade eden Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “Tütün ve tütün ürünlerinin kullanılması diğer etkili risk faktörlerinden biridir. Tütün ürünlerini kullanan bir bireyin, kullanmayana oranla kalp krizi geçirme riski 2-3 kat artıyor. Hem hareketsizlik, hareketsizliğin getirdiği obeziteye tütün kullanımı da eklenince kalp krizi vakaları da artıyor. Bu risklerin günümüzde daha da arttığını gözlemlediğimizde insanların daha erken yaşta bu hastalıklara yakalanmaları beklenmeyen bir durum değil” şeklinde konuştu.

Yaşam tarzı değişikliği yapılarak kalp krizi riskinin minimuma indirilebileceğini kaydeden Prof. Dr. Özdemir, kalp krizine neden olan ve değiştirilemeyen risk faktörleri olduğuna da dikkat çekti. 

Özdemir, şöyle devam etti: “Kalp krizi nedenleri arasında değiştirilemeyen risk faktörleri; genetik alt yapı, aile öyküsü ve yaştır. Genetik ve yaşa bağlı olan risk faktörleri değiştirilemez. Fakat sağlıklı yaşamayı seçerek risk düzeyi düşürülebilir. Aile öyküsünde ‘kalp damar rahatsızlıkları’ bulunan kişilerin, diğer insanlara göre yaşamlarına daha çok dikkat etmesi gerekir. Yaş ilerledikçe risk artacaktır.

Hiçbir sağlık sorunu olmasa bile erkeklerde 45 yaşına geldikten sonra, kadınlarda ise 55 yaşını geçince bir risk doğmuş olur. Bu yaşa gelmiş bireylerin hiçbir şikayeti olmasa bile bir analiz yaptırıp önerilere uyması gerekir. Ayrıca birinci derece erkek yakını 55 yaşından önce, kadın yakını ise 65 yaşından önce kalp rahatsızlığı geçirmiş bireyler de risk grubundadır ve kontrol gerektirir. Ancak sağlık açısından diğer riskleri bertaraf eden bir bireyin aile öyküsünde bu rahatsızlık varsa bile risk unsuru ortadan kaldırılmış olur.”

Düzenli egzersiz yapmayı öneren Prof. Dr. Kurtuluş Özdemir, “Bilimsel olarak düzenli egzersiz yapmak, hastalık direncini artırır ve çoğu hastalıktan korur. Günde en az 45 dakika- 1 saat kadar yürümek, yüzmek ya da bisiklete binmek kalp sağlığımızı korur. Önemli olan ağır egzersizler yapmak değil, düzenli egzersiz yapmaktır. Herkes yaşına ve kilosuna uygun olarak egzersiz yapabilir. Egzersizi alışkanlık haline getiren bir bireyin korunmadığı hiçbir rahatsızlık yok. Basit olmakla birlikte hiçbir yan etkisi de yok” dedi.

alp sağlığınızla ilgili kulaktan dolma bilgilerle hatalar yapabilirsiniz. Özellikle kalp damar hastalığınız varsa bu hatalar ciddi sonuçlar doğurabilir. Uzmanlar kalbinizi durduracak yanlışları sıraladı:

YETERSİZ UYUMAK

Günde yedi-sekiz saatten az uyumak, vücutta stres oluşturarak kalp hastalıklarına zemin hazırlar. Düzenli olarak dört, beş, altı saat uyuyanlarda diyabet, hipertansiyon ve obezite riski yükselir.

FAZLA TUZ KULLANMAK

Sodyum, kan basıncını yükselten bir madde olup, birçok sağlıksız işlenmiş gıdanın içinde bulunur. Sodyum içeren işlenmiş gıdalar; cipsler, salamura gıdalar (zeytin, peynir, turşu), tuzlu bisküviler, krakerler, konserveler ve ekmektir. Günlük sodyum alımınız ne kadar fazla olursa, sağlığınız o kadar risk altına girer.

DİŞ VE DİŞ ETİ SAĞLIĞINA DİKKAT ETMEK

Diş eti hastalıkları tedavi edilmediğinde, kan damarlarının iç tabakasında işlev bozukluğu yaparak koroner arter hastalığına neden olabilir. Ayrıca çocuklukta ülkemizde sık görülen Beta hemolitik streptokok enfeksiyonuna bağlı kalp romatizması olan hastalarda, ilerleyen yıllarda diş eti hastalığı gelişirse, kalp kapaklarında hayatı tehdit eden yeni enfeksiyon riski artabilir.

STRESİ KONTROL ALTINA ALMAK ÇOK ÖNEMLİ

Kişi stresli olduğunda adrenalin adlı bir hormon salgılar, bu da kalp atışını ve solunumu geçici olarak hızlandırır. Az miktarda stres yaşamın motivasyon kaynağı iken, sürekli yüksek stres altında kalmak; kalbin aşırı çalışmasına, kanı pompalamakta zorlanmasına, tansiyonun yükselmesine, kalbi besleyen damarların daralmasına ve kandaki kolesterol seviyesinin yükselmesine sebep olur. 

GAZLI İÇECEKLERDEN KAÇINMAK

Gazlı içecekler, fazla sodyum içerirler, bu da özellikle yüksek tansiyon hastalarında kan basıncının kontrolsüz bir şekilde yükselmesine neden olabilir. Ayrıca yüksek şeker içeren içecekler, insülin direncine yol açarak kalp hastalıklarını artırabilir. 

DOYMUŞ YAĞ İÇEREN GIDALARDAN UZAK DURMAK

Diyetle alınan yağ miktarı arttıkça, kandaki yağ seviyesi de artar. Doymuş yağlar fazla tüketildiğinde kalp damar hastalıklarını tetikler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu